TKP-ML TİKKO tüm devrimcileri özellikle de sempatizan, taraftar ve militanlarını HBDH içinde faşizme ve her türden gericiliğe karşı savaşmaya ve birlikte yürümeye çağırdı.
Açıklamayı tam olarak yayınlıyoruz. Kaynak:ANF
Kürdistan ve Türkiye’den 10 devrimci örgüt aralık ayından bu yana
yürütülen tartışma sürecinin ardından güç ve eylem birliği olarak
tanımladıkları Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) kuruluşunu
bir bildiriyle ilan etti.
Hareket içerisinde yer alan örgütlerden TKP/ML-THKP-C/MLSPB- MKP-
TKEP\LENİNİST-TİKB-DKP-Devrimci Karargah, birlik içerisinde yer alma
amaçlarına ve hedeflerine dönük açıklama yapmaya devam ediyor.
Konuya dair açıklama yapan TKP-ML TİKKO savaşçısı Pale Dersim
sömürgecilikten, faşizm ve gericilikten zarar gören herkesi, başta
kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halk
kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için
örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırdı.
Pale Dersim’in TKP-ML TİKKO adına okuduğu açıklama şöyle:
“Kürdistan ve Türkiyeli devrimci örgütlerden oluşan HBDH içerisinde
yer alan örgütler olarak sömürgecilikten, faşizm ve gericilikten zarar
gören herkesi, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere
tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği
için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.
Emperyalistler ve gerici-faşist devletler Ortadoğu’da yaşanan tüm
insanlık dışı kitlesel katliamların baş sorumlusudur. Emperyalistler ve
yerli gerici-faşist iktidarlar, bir yandan bölgede çöken statükoyu,
iktidarlarını ve hakimiyetlerini güçlendirerek yeniden kurmak için kendi
aralarında kıyasıya rekabet ederken; diğer yandan ulusal, dinsel ve
mezhepsel temelde halkları birbirlerini kırdırmaktadır. Bunun için de
her türlü kötülükleri yapmaktan asla geri durmamaktadır.
Faşist AKP hükümeti, emekçi yoksul halkımıza karşı topyekün kanlı bir
saldırıya geçmiştir. Kendisine yönelen tüm muhalefeti devlet terörü,
sokak infazları, kitlesel katliam ve yaygın tutuklamalarla ezmeye
susturup sindirmeye çalışırken; diğer yanda Kürt halkına karşı da yüz
binlik şehirleri tank ve top ateşiyle yerle bir ederek kitlesel soykırım
uygulamaktadır.
Egemen sömürücü sınıflar bir yandan halklarımız üzerinde ağır
tahribata, acıya ve sömürüye yol açarken; bir yandan da devrimin nesnel
koşullarını hiç olmadığı kadar olgunlaştırmaktadır. Bugün bölgemizde ve
ülkemizde devrim için imkân ve fırsatlar her zamankinden daha fazladır.
Bugün ihtiyaç olan devrimci örgütün ve önderliğin yaratılmasıdır. Sürece
ve gelişmelere bilinçli ve örgütlü bir şekilde müdahale edilmesidir.
Dünyada ve bölgemizde ırkçı, dinci ve mezhep çatışmaları yükselirken,
demokratik temelde alternatif olarak gelişen Rojava devrimi bütün
gericilikleri reddeden ve tüm ezilenlere güven veren bir umut ışığı
olarak doğmuştur.
Bundan dolayı Rojava devrimi ve Bakurê Kürdistan’da gelişen özyönetim
direnişi, emperyalizmin olduğu gibi, faşist AKP’nin ve TC'nin de hedef
tahtasındadır.
Amed, Nusaybin, Gever’de gelişen Kürt halkının ‘özyönetim
direnişlerini’ savunmak, sahiplenip sürdürmek demek, tüm ezilenlerin,
emekçilerin, aydınların, demokratların ve tüm halkın can güvenliğini ve
geleceğini savunmak demektir. Özgürlük değerlerine sahip çıkmak, dünya
halklarının geleceğini savunmak demektir.
Bu zulüm düzeni altında Türkiye'de hiç bir toplum kesiminin geleceği
güvende değildir. Aleviler, laik demokrat kesimler, işçiler, emekçiler,
yoksullar, tüm muhalif güçler ciddi bir tehdit altındadır. Kürt öz
yönetim direnişleri kırılırsa, faşist AKP aynı saldırganlıkla ve
acımasızca Türkiye’deki tüm muhalefeti daha fazla kanla bastırma
cesareti kazanacaktır.
Dolayısıyla Türkiye’deki tüm ilerici, devrimci güçlerin ve emekçi
halkın geleceği Kürt direnişinin geleceği ile iç içe geçmiştir.
Kaderleri ve kurtuluşları ortaktır.
Bizler, Türkiye ve Kürdistan devrimci ve sosyalist güçleri olarak,
faşist AKP ve TC egemenlik sistemine karşı silahlı mücadele dahil tüm
alanlarda ve tüm araç ve yöntemlerle devrimi yükseltmek için güçlerimizi
HBDH birleştirdik. Bugün ve yarın bu gücü büyütmek, güçlü bir
örgütlenmeye çevirmek gibi ciddi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.
Birleşik Devrim Hareketimiz, emperyalizme, faşizme, şovenizme ve her
türden gericiliğe karşı halklarımızın demokratik ve özgür geleceğini
kazanmayı hedefler. Sistemle bütünleşen faşist AKP'nin toplumsal
dayanakları ile birlikte halkın devrimci gücüyle yıkılmasını zorunlu
görür.
AKP hükümeti, sadece toplumu değil doğayı da imha etmektedir. Kadına
ve gençliğe düşmandır. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler üzerinde sömürüyü
ağırlaştırıp, kölelik koşullarını dayatmaktadır. Tüm halk kesimleri
üzerinde baskıcı ve katliamcıdır. HBDH, AKP hükümeti ve TC faşist
devletinin saldırısı altındaki tüm güçleri örgütlemeyi ve birleştirip
mücadeleye seferber etmeyi esas alır.
HBDH, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum için, işçi sınıfı ve
emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi için, Türkiye’de halk
iktidarını ve Kürdistan’da demokratik özerk yönetimleri kurarak
halklarımızın özgür geleceğinin kazanılması için mücadele eder.
HBDH, faşizm ve gericilikten zarar gören, yoksulluk ve yokluktan
bunalan herkesi, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak
üzere tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların
birliği için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırır.
Yoksulluk ve yokluğu işsizlik ve cehaleti engelleyecek ortadan
kaldıracak hiç bir düzen gücü ve kurumu yoktur. Bu gidişi yalnız ve
yalnızca halkların devrimci savaşımı ve direnişi önleyebilir. Bugün her
zamandan daha fazla halklarımız örgütlenip, silahlanarak cihatçı faşist
AKP çetesini dayanakları ile birlikte yerle bir etme göreviyle karşı
karşıyadır.
Her günü katliam, her yanı katliam, ölülerine bile ağlayacak zamanı bulamayan bir ülkede yaşıyoruz.
Kürtlere, Alevilere, Kadınlara, gençlere, işçilere, emekçilere,
özgürlüğe düşman devletin yaptığı en iyi şey katletmek, yoksulluk ve
yokluk içinde halkları köleleştirmektir. Devletin en iyi bildiği şeydir,
en iyi yaptığı şeydir, korku ve tehdit savurmak. En iyi yaptığı şeydir
kan dökmek. Adı katliam ve soykırımlarla dolu olan bir ülkede tarihi
emekçi halkların kanlarıyla yazılı bir devletin en iyi yaptığı şey,
mazlum kanı dökmektir.
Faşizm halkın canını alarak, acılarını büyüterek halkın ve
öncülerinin biat edeceklerini sanıyorsa fena halde yanılıyor. Bu
toprakların geçmişi ve her günü göstermektedir ki her katliam daha büyük
direnişleri büyüterek, özgürlüğün yolundan yürüyor. Gerçek olan
özgürlüktür. Gerçek olan halktır. Asla boyun eğmeyecek olan
Kürdistan’dır.
Gerçek olan zalimlere zalim, mazlumlara mazlum demesini bilen,
zalimlerin önünde diz çökmeyen, boyun eğmeyen, halkımızın özgürlük
savaşımıdır.
Önümüzde çetin ama şanlı mücadele günleri var. Herkesi HBDH içinde
faşizme ve her türden gericiliğe karşı savaşmaya ve bu mücadele de
birlikte yürümeye çağırıyoruz.”
No comments:
Post a Comment