Kürt illerinde savaş ve yıkım politikalarını sürdüren AKP-Saray iktidarı, Batı’da barış sesini yükseltenleri sindirmeye çalışıyor. OHAL’e benzer uygulamaların devreye sokulduğu İzmir’de tüm demokratik eylem ve etkinlikler yasakla engelleniyor. Siyasi parti temsilcileri “Birleşik mücadeleyle ablukayı kıracağız” dedi.
Saray cuntasının Kürt halkının darbeye karşı özyönetim iradesine yönelik saldırıları sürerken, Batı’da emek ve barış mücadelesi yürütenlere yönelik baskıyla giderek artıyor.
İzmir Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü kent genelinde fiili bir olağanüstü hal uygulaması yürütüyor. Sokaklar barış mücadelesi yürüten demokratik güçlere kapatılıyor. Basın açıklamaları, demokratik yürüyüşler ve anma etkinlikleri son aylarda sık sık polis saldırılarının hedefi haline getiriliyor.
Parti binalarına yönelik keyfi baskın ve aramalarla baskı altında tutulmaya çalışılan ESP, HDP, Devrimci Parti ve Halkevleri temsilcileri, yaşananları ETHA’ya değerlendirdi. Parti yöneticileri Saray’ın kurmak istediği dikta rejiminin ancak birleşik mücadele ile boşa çıkarılabileceğini vurguladı.
‘HER BASIN AÇIKLAMASI GÖZALTI İLE SONUÇLANDI’
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Başkanı Ezgi Bahçeci, İzmir’de emek ve demokrasi güçlerine yönelik baskıların 20 Temmuz Suruç katliamının ardından fiili olarak başlatıldığını kaydetti. Bahçeci, “Önce basın açıklamaları için her zaman yürüyüş yaptığımız güzergahlar yasaklandı. Ardından, hemen hemen her basın açıklamalarının sonu gözaltı terörü ile sonuçlandı” şeklinde konuştu.
Bahçeci, son aylarda DAİŞ çetesi ile Saray rejiminin işbirliğiyle gerçekleştirildiği ortaya çıkan Suruç ve 10 Ekim Ankara katliamlarında yaşamını yitirenler için yapılacak anmalara da saldırılar gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Bahçeci, “Barış masalarından oturma eylemlerine, şehit anmalarından taziyelere kadar tüm eylem ve etkinliklerimize saldırılar başladı” dedi.
Valiliğin basın açıklamalarından bir saat önce yasaklama kararı çıkarmaya başladığını ve eylem alanlarının polis ablukasına alınarak gözaltılar gerçekleştirildiğini söyleyen Bahçeci, keyfi gerekçelerle parti binalarının defalarca basıldığını vurguladı.
Bahçeci şunları söyledi: “Kapalı salonlarda yapılan konferanslar, paneller, anmalar ‘güvenlik’ gerekçeleri ile engellenmeye çalışıldı. Engelleme olmadığı zamanlarda da salonlara onlarca polis ve kamera getirilerek taciz edilmeye başlandık. Kent merkezi ve ilçelerde sınırsız biçimde arama kararı çıkardı İzmir Valiliği. Bu kararı süresiz duruma çevirmiş ve keyfi şekilde terör uyguluyorlar.”
20 Temmuz’da gerçekleştirilen katliamda yaşamını yitiren Suruç şehitleri anısına açılan 33 Düş Yolcusu Gençlik Kültür ve Sanat Evi’nin keyfi ve asılsız gerekçelerle kapatıldığına dikkat çeken Bahçeci “Devletin baskı ve yasaklarına karşı, şehitlerimizin düşlerinden korkanlara, onların düşlerini gerçeğe çevirerek yanıt olacağız” dedi.
‘KATLİAMLARA KARŞI BARIŞI DİLLENDİRECEĞİZ’
Saray’ın yasaklarına karşı duracaklarını söyleyen Bahçeci, halka yönelik savaş politikalarına karşı barışı dillendireceklerini kaydetti. Bahçeci “Kadınların özsavunma ile yaşam haklarını savunmalarına, kölelik sistemine karşı işçilerle birlikte mücadele etmeye, eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesini yürütmekten geri durmayacağız. ESP İzmir İl Örgütü olarak, bu süreçte her yerde olduğu gibi devrimci dayanışmayı büyütmek, emek ve demokrasi güçlerinin bir parçası olarak toplumsal muhalefeti güçlendirmek ve baskılara karşı güçlü bir antifaşist cephede yer almak ve bu ablukayı kırmak için direnmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Haberin devamı vfe kaynak http://www.dayanisma.net/2016/04/19/izmirdeki-ablukayi-birlesik-mucadeleyle-kiracagiz/

No comments:
Post a Comment